MATEM
- Büşra Ermut
- 11 Mar 2015
- 1 dakikada okunur

Zincirlerimi kopartamam...
Uçamam gökyüzüne,
Uzanamam güvercin hakikatine...
Bak güneş batmış çoktan,
Turuncuyu çalmış siyah aniden...
Ellerinde bir tek pamuk şekeri kalmış yalın ayak çocukların...
Gözleri kan çanağı...
Üstüm başım kir pas içinde sevgili, affet,
Hor görme serkeşliğim senin aşkının eseri.
Dillere düşmüşken ben, Lal bırakma kendini...
Haykıracak onca söz kalmışken geriye,
Sessiz harflerle boğma şiirlerimi...
Sen dağıt,
Ben toparlarım kırık dökük geceyi...
Sen beni bırak,
Sükut etsin bu gece dudaklarım...
Dinlensin parmak uçlarım sıcak ağustos gecesinde,
Avuçlarım terlesin avuçlarında, Dağıt saçlarını,
Ölüme geldim, müsait bu gece azrail mateme bürünmüşken ben,
Kapatmışken yüreğim, avlusunu rüzgarına bırak, dokunma...
Öylece sere serpe...
Bir köşede can çekişeyim,
Gözlerinin kahverengisinde...