top of page

Namık Kemal / Tenkit

NAMIK KEMAL / TENKİT

Bilindiği gibi Tanzimat ile birlikte batıya yöneliş başlar. Divan edebiyatına karşı bir reaksiyon olarak doğan Tanzimat edebiyatında tenkidin başlıca iki prensipten hareket ettiği görülür:

1-) Türk edebiyatının yenileşmesi ve değişmesi süreci içinde Divan edebiyatı adı verilen eski Türk edebiyatının bütünüyle reddi veya eleştirilmesi.

2-) Bu dönem edebiyatçılarının, tanıyabildikleri kadar da olsa, batılı edebi örneklere benzer yeni bir edebiyat kurulması yolundaki gayret ve çabaları

Tanzimat tenkidini şu başlıklar altında ele almak mümkündür:

1-) Edebiyatta Romantizm: (1. Nesil: Şinasi, Namık Kemal, Ziya Paşa; 2. Nesil: Abdülhak Hamid, Recaizade Ekrem)

2-) Edebiyatta Realizm: Sami Paşazade Sezai, Beşir Fuad, Nabızade Nazım ve Mizancı Murad.

3-) Orta görüşte olanlar: Ahmet Mithat efendi, Muallim Naci, Ali Kemal, Ahmed Rasim.

Fransız romantizminden geniş olarak etkilenen Tanzimat ediplerinin tenkidi faaliyetleri, esasta birleşmekle beraber, sosyal be ferdi edebiyat anlayışlarına göre iki ayrı karakter arz eder.

Şinasi, Namık Kemal, Ziya Paşa’nın temsil ettiği Tanzimat’tan sonraki Türk Edebiyatının birinci devresinde edebiyat estetik bir amaca yönelmekten çok “sosyal fayda” sağlaması anlayışına bağlı olduğu görüldüğü için tenkid bu prensibe bağlı olarak gelişmiştir.

Şinasi, Namık Kemal ve Ziya Paşa nesli, eski edebiyatın artık ortadan kalkması gerektiğini savunurlar. Onlara göre bu edebiyat “son derece kaideci, sanatçının kişiliğini boğan, söz oyunlarını ön planda tutan; duyguları hayal ve düşünceleri ifade unsurları ile klişeleşmiş hayatla ve gerçekle ilgisiz, devrini tamamlamış ve skolastik karakterdi idi.” Bu yüzden artık ortadan kalkmalı idi yaratmak istedikleri yeni edebiyat; sosyal fayda, hakikat ve tabiata uygunluk, yeni bir dil ve üslup…

Divan edebiyatına dili kullanış biçimi, hayal sistemi, kuralcı bir edebiyat oluşu ve edebi sanatlar yönüyle itiraz eden N. Kemal, eski şiirin tamamen gereksiz süslerle dolu olduğunu, ses ve kafiye hevesi yüzünden yapılan oyunlar dolayısıyla bu şiirlerden herhangi bir anlam çıkarmanın mümkün olmadığını; bundan dolayı da zamanla yazı dilinin konuşma dilinden uzaklaşmak suretiyle tabii şeklini kaybettiğini ileri sürer.

Divan şiirini hayal sistemi bakımından eleştirirken, bir divanı okurken insanın kendisini “gulyabaniler aleminde” hissettiğini söyleyen N. Kemal divan şiirinde anlamın sanat oyunlarına feda edildiğini, mübalağa ve mecazlara fazla yer verilmesinden dolayı eserlerin büyük ölçüde hakikatten uzaklaştığını vurgular.

Namık Kemal’e göre gerçek, hiçbir zaman akla aykırı olmamalıdır; akla aykırı olan, tabiatın gerçekliğine de ters düşer.

Namık Kemal’e göre edebiyat bir milletin ruhu ve dili olmalı, her yazı yazan, halka hitap etmeyi ve faydalı olmayı gaye edinmelidir. Divan edebiyatı, hayal sistemi ve lafız sanatlarıyla, cemiyete faydalı olmak yerine zarar getirmektedir. Bunun önlenmesi için dilin ıslahı gerekmektedir.

1-) Elde mevcut bulunan “Kavaid-i Osmaniye” yeniden gözden geçirilip tamamlanmalı ve Arapça ile Farsça gramerlerden önce okutulmalı ( Çünkü edebiyatı yabancı bir dilden öğrenen kimse onu taklitten kurtulamaz.)

2-) Türkçe için mümkün olduğu kadar düzenli ve tam bir lügat meydana getirilmeli.

3-) Yabancı dillerden alınan kelimeleri, aslına göre değil, Türkçe’de kullanıldığı mana ve şekil ile tespit etmeli.

4-) Mevcut eserlerin düzgünce olanlarından muhakemeli bir antoloji yapmalı ve okullarda okutmalı.

5-) Dilimize mahsus bir belagat kitabı yapılmalı.

N.Kemal’e göre edebiyat, ruhu terbiye ve fikirleri ıslah edecek ahlaki misaller vermek zorunda olan faydalı bir eğlencedir. İnsan ruhunun sırlarını kalbin en gizli köşelerine bakmadan keşfetmek imkansızdır. İnsan kalbinin sırlarını bilmedikçe insana tesir etmek mümkün değildir.

N. Kemal’in üzerinde ciddiyetle durduğu diğer edebi tür, tiyatrodur. O tiyatroyu faydalı bir eğlence diye kabul eder ve cemiyeti eğiten en mühim edebi tür olarak görür. Çünkü tiyatro hem göze hem kulağa hitap etmekte ve bu suretle insanın hem duygusunu hem de düşüncesini tahrik etmiş olaktadır. Tiyatro Avrupa’da insanların ilerlemelerini sağlamıştır. N. Kemal dünyada gülünür tarafı bulunmayacak kadar acıklı veya hiçbir üzücü tarafı bulunmayacak derecede sevindirici bir olayın cereyan ettiği yoktur, diyerek trajedi ve komedileri hakikate aykırı bulur. Ayrıca klasik tiyatroda, oyun konularının mutlaka eski devirlerin tarihinden alınması şartını da tenkit eder.

Son olarak da Namık Kemal, Divan Edebiyatına yönelttiği sert eleştirilere karşın amacının eski edebiyatçıları yermek olmadığını, yalnızca edebiyatın biçimi ile ilgili olduğunu açıklıyor. Böylece kişileri hedef almadığını belirtmiş oluyor.

indir.jpg

Featured Posts
Recent Posts
Search By Tags
Follow Us
  • Facebook Clean
  • Twitter Clean
  • Instagram Clean
  • YouTube Clean
  • RSS Clean

© 2023 by DO IT YOURSELF. Proudly created with Wix.com

bottom of page